Zonguldak, Türkiye’nin göreceli küçük (3.342 km2) illerinden olmasına karşın, sahil kenti olması yanında bilimsel olarak çok değerli karasal doğal varlıklara sahiptir. Bunların çoğu jeolojik miras niteliğindedir. Özellikle, değişik boyut ve tipteki mağaraları, obruk ve kanyonları ile taşkömürü varlığı ve işletmeleri öne çıkmaktadır. Taşkömürü ve içinde yataklandığı kayalar 350-325 milyon yıl öncesine ait olup, yalnız ülkemizde değil Avrupa ve Asya’da da çok az yerde bulunmaktadır. Bu bakımdan önemli bilimsel değerleri vardır. Mağaralar ise yarasa başta olmak üzere kendine has ekolojiye sahiptirler. Yarasa bulunduran mağaraların ekserisi, yine ülkemizdeki yarasa popülasyonun büyük bölümü de Zonguldak mağaralarındadır (Albayrak, ed., 2014. The Bats of Turkey, Balıkeir).  Bir başka değer Sofular mağarası olup, buradaki sarkıtlar üzerinde yapılan analizler çok önemli uluslararası dergilerde yayınlanmış (Quaternary Science Reviews 30 -2011-, s. 2433-2445), bunların Türkiye ve Ortadoğu’nun son 10.000 yıllık iklim kayıtları oldukları anlaşılmıştır. Bu yüzden Sofular Mağarası bilim çevrelerinde dünya ölçeğinde tanınmaktadır. Öte yandan çok zengin bitki örtüsü, kıyı kenti oluşu, ilginç coğrafik konumu, muhteşem yer şekilleri, çok zengin mutfağı, ilçeler düzeyindeki yerel değerler (örn. Devrek bastonu) ve yukarıda değinilen jeolojik zenginliği yerelde, ulusal ve uluslararası düzeyde yeterince tanınır durumda değildir. Bu zengin doğal ve kültürel potansiyeli değerlendirmek, kömür ve kömür madenciliğine dayalı ekonomiye ilave olarak, mevcut doğal varlıkları korumak ve turizm yolu ile bunları halkın gündelik yaşamına dahil etmek için, yerel yetkililer “jeopark” kurmak ve geliştirmek kararı almışlardır. Bu karar ilimiz için tarihi bir dönüşüm olup, sanayi ile kültür ve doğa turizmini kaynaştırmak, ekonomisini ve sosyal görüntüsünü zenginleştirmek çabasının başlangıcıdır.

Kurulma kararı alınan “Zonguldak Kömür Jeoparkı” projesi, jeolojik değerlerin il düzeyine dağılmış olması nedeniyle bütün Zonguldak ilini kapsamakta, dolayısıyla, önerilen jeoparkın kara sınırları il sınırları ile aynı olmaktadır. Deniz yönündeki sınır ise kıyıdan 2 km açıktan geçmektedir. Kıyı uzunluğu 80 km’dir, dolayısıyla jeoparkın 160 km2’ lik kısmı denizde, toplam alanı 3.342 +160 = 3.502 km2 olacaktır.

Jeopark projesi kapsamında ilk ele alınacak değerler Taşkömürü işletmeleri ile bunların terkedilmiş galerileri, Gökgöl Mağarası (turizme açılmıştır), İnağzı Mağarası (ziyaret için düzenlenmiştir), Filyos Kalesi, Kapuz Plajı, Cehennemağzı Mağarası, Sofular Mağarası, Cumayanı Mağarası, Billaos Antik Kenti, Teion Antik Kenti, Filyos Su Kemerleri, Halil Paşa Konağı, Terkedilmiş Maden Ekipman ve Yapıları (endüstriyel miras) olacaktır.

Jeopark projesi kararı, kısa adı ZONTAB olan “Zonguldak Turizm Altyapı Hizmet Birliği” tarafından alınmıştır. Birlik, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu’na dayanarak, Zonguldak İl Özel idaresi, İl ve İlçe belediyeleri ve dört köyümüzün katılımı ile kurulmuş olup, bütçesi ve harcama yetkisi vardır. Birlik tüzüğünde jeopark kurmak ve işletmek ayrı bir madde olarak bulunmaktadır.

ZONTAB, Jeopark projesini, içinde yerbilimcilerin olduğu geniş bir Danışma Kurulu, idari ve bilimsel koordinatörler ile yürütecektir. Zonguldak İl Özel İdaresi, Zonguldak Belediyesi, Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile iş birliği protokolleri imzalanmıştır. Bu kurumların maddi destekleri yanında Danışma Kurulu’nda uzmanları da bulunacak ve bilimsel katkıları alınacaktır.   Proje yönetiminin öncelikli hedefi tüm Zonguldak halkını jeopark ve jeoturizm konularında aydınlatmak ve yerel kamuoyu katkısını artırmaktır. 

Jeopark projesinin idare yeri, aynı zamanda Jeopark Ziyaretçi Merkezi olacaktır. Bu amaçla TTK’nun terkedilmiş kömür yıkama tesislerinden birisi ZONTAB bünyesine alınmış, onarım ve düzenlemede son aşamaya gelinmiştir. Hali hazırda TTK tarafından işletilmekte olan Kömür Müzesi ve Eğitim Ocağı (maden) jeopark projesi için kullanılabilecektir.

Zonguldak, kuruluşu taş kömürünün keşfi (1829) ve kısa süre sonra işletmeye açılmasına dayanan (1847) tipik madenci şehridir. Yapılaşma bütün madenci şehirlerindeki gibi hızlı ve genelde rastgele olmuştur. Buna karşılık, Zonguldak elektrikle aydınlatılan ilk şehirlerimizdendir. İlk sinema ve ilk tiyatronun geldiği, kaloriferin ilk uygulandığı yerlerden olması da dikkat çeker. Jeopark uygulaması ve yakın zamanda elde edilmesi umulan UNESCO Küresel Jeoparkı diploması kentimiz için olduğu kadar ülkemiz için de önemli marka, doğal varlılarımızın tescili olacaktır.